23 Kasım 2015 Pazartesi

Çiğ börek sevenler parmak kaldırsın?

Bu soruya bizim evde herkes parmak kaldırır. Hele de Beril çok sevdiği için ben evde de yapmaya çalışıyorum.
Annemin tarifini biraz değiştirerek yaptım bu sefer.  (Eski tarif:http://cincinsfikirli.blogcu.com/eskisehir-li-cig-borek-ve-istanbul-lu-ayran/2008150)



ÇİĞ BÖREK
(7-9 adet)
Hamuru için:
3 su bardağı un
2 çorba kaşığı yoğurt
Yaklaşık 1/2 su bardağı ılık su
1 çay kaşığı tuz

İçi için:
100 gr. yağsız veya az yağlı kıyma
1 adet orta boy kuru soğan
1 yemek kaşığı su
1 çay kaşığı tuz, 1 çay kaşığı karabiber

Yapılışı:
Soğanı rendeleyin. Kıyma, su, tuz ve karabiberle karıştırıp cıvık bir harç hazırlayın.  Hamur malzemelerini karıştırıp yoğurun.  Ele yapışmayacak bir hamur elde edin. Kızartma tencerenize veya tavaya 1 su bardağı sıvı yag döküp kızdırmaya baslayın. Hamurdan cevizden biraz büyük parçalar koparın. Unlanmış tezgahta merdane yardımı ile tatlı tabağı büyüklüğünde yuvarlak açın. Yuvarlak açtığınız hamurun yarısına iç malzemeden koyun. Üstünü diğer yarısı ile kapatın. Yarım ay şeklinde iken kenarlarını hamur keseceği ile kesin ve sonra kenarlarını çatal yardımı ile bastırın. Kızdırılmış yağda önlü arkalı kızartın(iç malzeme sulu olduğu için yağ sıçramasına dikkat!) Her iki tarafı altın sarısı renk alınca kağıt havlu serilmiş bir tabağa çıkartın. Sıcak olarak servis yapın. Afiyetle yiyin.
Yanına bol köpüklü ayran yapmayı unutmayın.

18 Kasım 2015 Çarşamba

ARILAR

ARILAR ÖLMESİN!
Bazı Avrupa ülkelerindeki arı nüfusunun yarıdan çoğu yitip gitti. Bilim, nereye gittiklerini, neden kaybolduklarını kesin olarak açıklayamadı. Arkada kesin olmasa da Albert Einstein’a atfedilen “Arılar yok olursa, dört yıl içinde medeniyet de yok olur” sözü kaldı. Sonra diğer birçok yaşamsal mesele gibi, kayıp arıları da unuttuk.

Döndüler mi peki? Avrupa Birliği’nin henüz tamamladığı bir çalışmaya göre, maalesef hayır, arı nüfusu ciddi biçimde düşmeye devam ediyor. 
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı, artık kimsenin kullanmadığı tarım ilaçlarının ülkemizde halen var olduğunu, bunun da arıları öldürdüğünü anlatıyor. Buna rağmen arı varlığının kararlı bir şekilde sürmesinin nedeniyse, Yılmaz’a göre, ülkedeki arı çeşitliliği. Bir de birçok iklim kuşağının Türkiye’de buluşması. Türkiye Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük bal üreticisi.


Arılar, çiçekler arasında polenleri taşıyarak dünyadaki canlı çeşitliliğine önemli katkı sunuyor. Ortadan kalkarlarsa bu çeşitlilik de sekteye uğrayacak ve insanlığı tehdit eder boyuta gelecek.

Çocuk&Kitap&Pizza(Çocuğuma kitap okumayı nasıl sevdirebilirim?)


Çocuklara sözlerinizle değil davranışlarınızla örnek olun diye sürekli uyarıyor ya uzmanlar, bunun realitede sonuçlarını ve faydasını öyle sıklıkla yaşıyorum ki... Kitap okumanın bir bireyin gelişimindeki katkısına inanan ve çok kitap okumayı seven biri olarak kızıma bebekliğinden beri kitap okumayı hiç ihmal etmedim. Onun da en sevdiği dakikalardı beni dinlerken kitabın resimlerine bakmak, resimleri dinledikleriyle karsılaştırmak. İlkokul birinci sınıfta artık bayağı iyi bir kütüphanesi vardı. Öğretmeni okumaya başladığında iyi bir kitap kurdu olacağını öngörüyordu. Okumayı söktü, onun sesinden kitap dinlemek ayrı bir zevkti artık. Büyümüş ve şimdi o bana okuyordu(7 yaş).

Ama sonra artık okumak istemiyordu. Çok şaşırdık, neden soğumuştu? Okulun bütün gün oluşu, derslerin ve ödevlerin yoğun oluşu büyük etkendi tamam da okuldan verilen okuması gereken kitapları zorla okutuyorduk artık. Önce empati ve teşhis gerekiyordu. Okuldan verilen ya da önerilen kitaplar sıkıcıydı biir, calışmaktan oynamaya zaten zaman kalmıyordu ikiii, bir de okuduğu kitapların özeti ve resmi isteniyordu üçççç....çocuk sıkılmakta ve okumaktan soğumakta haklıydı.
(7 yaş)

Tekrar onu bu sevgiye geri çekmek için tedavi sırasıydı şimdi. Düşün düşün değişik yöntemler denedim. Kitapçıdan yeni kitapları alması, arkadaşlarıyla kitap değiş tokuşu, evde okuma saatleri, teyzesiyle kitap okuma yarışmaları, kitap fuarını gezmek, yazarlara kitap imzalatmak,kitap ayraçları almak ve yapmak...

Bu yoğun çabalarımdan sonra tutan şey ise şu oldu; onun çok sevdiği kedilerin kahramanı olduğu kitapları bulmak...hele de fantastik kedilerin olduğu...evet bu tuttu...çok şükür ne çok da kedili kitap varmış!Beril hepsini edindi ve okudu...

 

Ben de 30 yıldır sakladığım yaklaşık 100 adet çocukluk kitaplarımı ona hediye ettim. Evde hepsini yere serip fuar yaptı. Okumak için çok heyecanlandı.

Evde anne kız kitap ve kahve keyfi yapıyoruz.(10 yaş )

Şimdilerde bazen kendi stylingi ile kitap fotoları çekip paylaşıyor. Hala kedili kitapları çok seviyor...bir de mitolojik kitapları....(10 yaş)

Bir de her zamanki gibi yemek yapmayı çok seviyor, pizzaya bayılıyor, hamur tarifi Abidimizden. İlk o yaptı bize ayağım kırıkken. Cok leziz oluyor,sonra Beril yazlıkta arkadasiyla yaptı. Asla pizza yemem diyen babaannesi bile severek ve isteyerek 3-4 dilim yedi yani çok beğeni aldı.

Pizza Hamuru Tarifi:
(Büyük fırın tepsisi için ölçü)
2,5 su bardağı un
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1 paket instant kuru maya
Bir tutam tuz ve toz şeker
Ilık su

Sosu için 2 yemek kaşığı salça, kekik ve biraz su.

Orta yumuşaklıkta bir hamur yapın. Düzgün yuvarlar bir şekil verin,  üzerini nemli bir bezle örtüp sıcak bir yerde en az 30 dakika mayalandırın. Tepsiye fırın kağıdı serin eğer  sermeyeceksiniz tepsiyi yağlayın ve hamuru ellerinizle tepsiye yayın.
Üzerine salçalı sosu sürün. Üstüne istediğiniz malzemeyi (sosis, salam, sucuk, pastırma,  ton balığı, siyah zeytin, yesil zeytin, mısır, kapari,...) , damak zevkinize uygun olacak malzemeleri bir arada kullanarak serpin. En üste kaşar peynirini rendeleyerek ön ısıtılmış fırına verin. Kasar eriyip kızarınca hamur sertlesmeden alın. Ta taaam...



Afiyet olsun.