22 Mart 2012 Perşembe

AROMALI ZEYTİNYAĞI






Bahar kapımızda;


Bu bahar hüzünlü geçse de annemi çok özlesek de kendimize bakmaya, iyi olmaya çalışıyoruz.
İzmir'de çağla bademler çıktı, ilk çağlamızı yedik! Yollarda papatyalar, kır çiçekleri açmaya başladı...


Bahar temizliğine erken başladım, aslında evde oyalanmaya çalışma sonucunda atmak istediğim yemek dergilerini kurcaladım. Birinde bu aromalı zeytinyağı tariflerini görünce paylaşmak istedim. Annem her sene bütün sezon yetecek kadar tenekeyle zeytinyağı alırdı, sonra onları şişelere koyar ve bazılarını da salatalar, mezeler için aromalı yaparız. Yaptığımız taze kekikli zeytinyağının fotoğrafını çekmiştim.
İşte o leziz aromalı zeytinyağları:





9 Mart 2012 Cuma

İZMİR'DEKİ KAHVALTI MEKANLARI: RAHATLA CAFE URLA






















Anneme hastanede refakat ederken hazırlamıştım bu postu. Yayınlama zamanı:

Şimdi 6 yaşında olan kızım ilk ata bindiğinde 3 yaşında idi. Bindiği yer de Urla'daki Rahatla Cafe idi. At ve dinlenme konseptini bir araya getiren hoş ismi ve logosu ile 0 zamanlar haftasonları geniş ferah bahçesi ve at binme parkuru ile oldukça rağbet gören bir yer idi.

Çoktandır gitmediğimiz mekana geçenlerde gittiğimizde değişiklikleri farkettik. Kapalı mekanı oldukça dar olduğundan bahçeye camdan bir kapalı yer yapmışlar ki insanın kış bahçesi diyesi geliyor. Ferah, şık ve sıcacık bir ortam.

Bir palyaço abla gene çocukları mekanda oyalıyor, onlara balondan kelebekler, köpekler, kılıçlar yapıyor.

Esas fark menüde; daha önce geleneksel kahvaltı olmayan mönüde şimdi yok yok, hem de fiyatlar günümüz için eskiye nazaran daha makul. Çok lezzetli ve hem göz hem de karın doyuran keyifli kahvaltı kişi başına 15TL, yumurta ekstra içeceklerle bu 25 TL'yi buluyor.


Kızım Güneş isimli ata binmeyi seviyor zira o bir pony. Bu arada her yaştan biniciyi burada görmek mümkün, bense hiçbir zaman ata binme hevesinde olmadım ve denemedim. At eğiticileri ise çocuklarla atları son derece sempatik bir noktada buluşturan çocuklara at sevgisini aşılayacak kadar ilgili ve sevgi dolu kişiler. 5 dakika ata binme ise sanırım 10TL idi.

Gitmek isterseniz İzmir – Urla otoban çıkışından sonraki Dörtyol Mevkii’ne gelmek ve Opet – Shell benzin istasyonları arasındaki giriş tabelasını takip etmek.

Bu şirin yerin sitesi de bir hayli hoş, ilgileniyorsanız detaylar için buyrun:




8 Mart 2012 Perşembe

TAHİNLİ KURABİYE






Zor günler geçiriyorum, annemin acısı hala çok taze...kendimi yaşama kaptırmaya, gündemi takip etmeye ve vakit geçirmeye çalışıyorum. Spora başladım. Sinemeya, kızımın arkadaşlarının doğumgünlerine, alışverişe gidiyorum. Kafamı tam verebildiğim acımı unutabildiğim saatler çoook az.. Vücudumda kaşıntılı kırmızı benekler çıktı, sanırım üzüntüden. Bu üzüntünün sağlığıma daha fazla zarar vermesini engellemek için hayata tutunmaya çalışıyorum. Bu blog da o parçalardan biri.


Annemin vefatından bir süre önce yaptığım bu kurabiyelerin tarifi buradan.




Tahinli Kurabiye


Malzemeleri
· 1 su bardağı sıvıyağ
· 1 su bardağı tahin
· 1 su bardağı pudra şekeri
· 1 su bardağı dövülmüş ceviz
· 1 paket kabartma tozu
· 4.5 su bardağı un
Hazırlanışı
Tüm malzemeler cam kapta karıştırılarak hamur elde edilir.Hamur ikiye bölünüp pasta tabağı büyüklüğünde merdane yardımıyla açılır.Su bardağı ile kesilen kurabiyeleri fırın tepsisine dizip 180 derecede pişirelim. Soğuyunca servise sunulur.


Ben nasıl yaptım: Ben yarım ölçü yaptım(2.5 su bardağı un koydum). Kimine elimle şekil verdim(kalburabastı tipi) kimine kalıpla şekil verdim. 20 tane kurabiye çıktı.




Tadı süperdi, un kurabiyesi gibi ağızda dağılıyordu.




Afiyet olsun.


1 Mart 2012 Perşembe

ANNEMİ KAYBETTİM.




Bu yazıyı yazmak için zorluyorum kendimi, gerçekle yüzleşmek ve bu gerçek acı da olsa karşısında dik durabilmek için...günlerdir beceremiyorum, belki fazla hızlı iyileşmek için kendime kısa süreler tanıyorum...



Canım annemi 11 Şubatta kanserden kaybettim.




Babamı 1996'da kaybettikten sonra annem, kardeşim ve ben daha da kenetlenerek biribirimizi hiç bırakmadık. Her özel günde bir arada olduk, her dakikayı özele çevirdik. Birlikte öyle çok şey paylaştık ki... Babamın acısını hiçbir zaman içinden atamayan annemi sürekli teselli etmek ve hayata bağlamak için öyle çok çabaladık ki. Anneciğim özellikle torunu olduktan sonra gerçekten hayata bağlandı ve hayatını kızımla yaşadı.



Annemin öleceği düşüncesi ile aylarca içim kan ağladı, nefes alamadığımı hissettiğim geceler oldu, onsuz bir dünyada kayıp olacağımızı düşündükçe ağlamalarım son bulmuyordu. Gene de anneme ne hastalığını ne de moralimizi belli ettik. Ona son zamanlarında da özenle ve sevgiyle baktık. Ve o bizi yaşadığı gibi istediği gibi asilce bıraktı gitti.



Onsuzluk çok zor... en zor günlerimizde İzmirde tanıdığımız herkesin evimize akın etmesi ile ilk travmatik üzüntüleri yumuşakça yaşadık. Uzakta yaşayanların telefonlarıyla teselli bulduk. Özlem her geçen gün artarken arkasında bıraktıklarının güzelliği ile teselli bulduk; evet en büyük miras hem annemin hem babamın anıldıkları sıfatlardı; onurlu, dürüst, yardımsever, bakımlı, iyi aile, cömert, tatlı insanlar...



Annem de babam da hergünü özel ve imkanın ölçüsünde en iyisini yaşayarak geçirmeyi öğrettiler bize...Biz de öyle yaparak onların huzurlu olmalarını diliyoruz.



Mutlu aile olmanın inceliklerini ailemize de yansıtacağız, öğrendiğimiz bu güzel erdemli şeyleri devam ettireceğiz.



Nur içinde yatsınlar...