26 Nisan 2008 Cumartesi

YAPRAK CİĞER İzmir'de nerede yenir?


İşe başlamadan önce kendim ve evimle ilgili herşeyi tamamlamak için yoğun bir program içine girdim. Öyle koşturdum ki anlatamam. Bir taraftan firmanın işe başlamadan önce istediği evrakların tamamlanması-ki bu neredeyse 1 haftamı aldı-bir taraftan kızımı teslim edeceğim bakıcısına herşeyi aktarmış olmak, bir taraftan kendimi hazırlama...
Veeee..işe başladım. İşte yoğun bir oryantasyon programından geçiyorum. Kızım neyse ki çabuk alıştı, aklım evde kalmıyor. İyi ki herşeyi alıştıra alıştıra yaptım.
Akşamları eve gelince de kızımla daha fazla ilgilenmek istiyorum-ki o da yeni yaşantısına yumuşak geçiş yapsın-.
Bu yüzden blogumu ihmal etmem normal, ama sizleri özlüyorum. Hepinize iyi dilekleriniz için binlerce teşekkürler.
Yeni iş kadını yemek yapamıyor henüz, bu yüzden de işe girmeden önce eşimle çıktığım bir öğlen yemeğinde beni götürdüğü yeri anlatmak istedim. Ciğer seviyorsanız bunu kaçırmayın derim! Zaten Pasaport civarında çalışıyorsanız burayı kesin biliyorsunuzdur. Küçük dükkanda oturacak yer bulmak güç olabiliyor ve fiyatlar oldukça yüksek ama ciğer severler için kaçırılmaması gereken bir lezzet! Haydi, afiyet olsun!
Sevgiler...

19 Nisan 2008 Cumartesi

HİNDİSTAN CEVİZLİ PRATİK BİR KEK'E NE DERSİNİZ? İŞTE KOKO



Arkadaşlar, blogumu bu sıralar yoğunluktan çok sık ziyaret edemedim. Benim adıma çok hızlı gelişmeler var.
Haberlerden biri şu ki ben bir operasyon geçirdim. Gözlerimin etrafında kızımın doğumundan sonra oluşan kandaki yağ oranının artmasına bağlı olarak çıkan ksantelezma denen yağ tabakaları vardı. Tamamen estetik amaçlı olarak onları aldırdım. Yani ilk yağ aldırma estetik operasyonumu geçirdim:) Bunla ilgili daha detaylı bilgileri sonra paylaşmak isterim, zira tüm gerginliğe ve heyecana rağmen çok matrak diyaloglar yaşadım.
İyi haber de şu ki, ben yıllar sonra iş hayatına geri dönüyorum. Pazartesi günü yeni şirketimde işe başlıyorum. Şirketin 2 günlük satış toplantısına katıldım. Anladım ki, iş hayatında bir değişiklik yok, ben de sanki hiç ara vermemiş gibiyim. Sanırım çabuk adapte olacağım. Tek zorluğu kızımla ilgili olan taraf olacak. Bakıcısına alıştı ama benden hiç bütün gün ayrı kalmadı. Bir de seyahatlerim olacak, o zaman babasıyla ikisi başbaşa bayağı zorlanacaklardır ama ikisi de alışacak.
Ben iş hayatını özleyeceğimi tahmin etmezdim ama çok ara verince ve eve uygun biri olmayınca gerçekten özleniyormuş. Sonra daha derin duygu ve düşünceleri paylaşmak üzere tarife geçiyorum.

KOKO
Hazır sade pastaban-hazır satılan 2'li alt üst keklerden yarısı,1 adedi
Üstü için gerekli malzemeler:
1 su bardağı hindistan cevizi
3/4 su bardağı toz şeker
1 yumurta
1 çay bardağı mısır özü veya ayçiçek yağı

Kekin üstü için gerekli tüm malzemeyi çatalla karıştırın, kekin üzerine yayın. Ön ısıtılmış 175 derece fırında üstü hafif kızarana kadar pişirin.(üzeri hafif kızarınca fırından hemen alın biraz fazla tutarsanız üstü de hemen çok katı oluyor)
Afiyet olsun.

Not: Özellikle beylerin hindistan cevizli tatları çok sevdiğini düşünüyorum. Bu tarifi vermiş olduğum bir arkadaşım, 2 pasta tabanını da kullanarak 2 adet koko yapıyor, zira evde 2 erkek çocuk ve 1 bey var, ikisini de silip süpürüyorlarmış...

15 Nisan 2008 Salı

OTLU LORLU GÖZLEME










OTLU LORLU GÖZLEME
Gerekli malzemeler:
Karışık böreklik ot(ebegümeci, iğnelik, radika,ısırgan,vb.)
Yufka
Sıvıyağ
Lor peyniri
Kuru soğan
Tuz, karabiber
Otları iyice yıkayıp sularını süzelim. Sonra incecik kıyalım. İçine kuru soğanı yemeklik incecik doğrayalım. Lor peynirini atıp, tuz ve karabiber ekleyip hepsini iyice karıştıralım. Yufkayı yukarıdaki gibi katlayıp, ortasına bu malzemeden yerleştirip, yufkanın kenarlarını su ile ıslatıp yufkayı kapatalım.
Çok az yağlanmış teflon tavada önlü arkalı pişirelim.
Gözlemeler hazıııır!
Afiyet olsun.






13 Nisan 2008 Pazar

ISPANAKLI ÇÖREK


Sevgili misss Zerrin bu tarifi yayınladığında "hah tam benlik" demiştim. Sebze yemenin güzel bir yoluydu hem de yapması çok kolaydı! Ve yaptım. Çok da beğendim. Zerrin'e bu güzel çörek için teşekkürlerimi sunarken size de denemenizi tavsiye ederim.
Tarifi aynen yayınlıyorum:
ISPANAKLI ÇÖREK
Malzemeler:
3 yumurta
2 su bardağı un
1 çay bardağı süt
125 gr. tereyağ veya margarin
1 çay kaşığı tuz (arzuya göre)
1 çay kaşığı karabiber
1 çay bardağı kaşar peyniri
1 paket kabartma tozu
1 demet ıspanak

Hazırlanışı:
1- Ispanakları bol su içinde yıkayın. İnce ince doğrayın.
2- Tereyağını eritin (5 dakika ılımasını bekleyin) Bir kabın içine yumurta, yağ ve sütü koyup çırpma teliyle karıştırın.
3- Sıvı malzemelerin içine un, kabartma tozunu, tuz ve karabiberi ekleyin. Karıştırın. İnce ince doğramış olduğunuz ıspanakları ekleyin spatula yardımıyla yedirin. Ispanaklar çok fazla gibi gelebilir. Değil. Elinizle ya da spatulayla karıştırarak yedirebilirsiniz.
4- Kek kalıbınızın içini katı yağ ile iyice yağlayın. Hamuru içine koyun. Üstüne kaşar peyniri rendesini koyup önceden ısıtılmış 170 dereceli fırında pişmesini sağlayın. Kürdan yöntemiyle pişip pişmediğini anlayabilirsiniz.
Afiyet olsun.

11 Nisan 2008 Cuma

YÖRÜK EVİ-URLA-Pazar Kahvaltısı





Bu pazar bu güzel manzara eşliğinde ormanın içinde temiz havada çocuklarınızla güzel bir kahvaltıya ne dersiniz?
Hem Urla'nın içini görmediyseniz görmüş olur, Urla'nın içinden geçerek biraz yol yaparak ulaştığınız Yörük Evinde nefis yemekler yer veya leziz kahvaltı yaparsınız...Yol karışık biraz, adres eşiliğinde oraya giden tabelayı da çektim, sakın küfretmeyin yol esnasında!!!Ama değişiklik ister ve yol yapmayı severseniz gidin derim...


bunu da bir dergiden taradım.













TAHİN HELVASI-FIRINDA



Balık yenir de üstüne tatlı yenmeden olur mu, olmaaaaz! En sevilen balık tatlısı da helvadır.
Bizim buralarda son zamanların gözdesi de fırında güveç kabında yapılan tahin tatlısı. Ben de yaptım!
TAHİN HELVASI-FIRINDA
250-300 gr. sade tahin helvası
1/2 limonun suyu
Tereyağı

Isıya dayanıklı 2 kişilik küçük kabın tabanını tereyağı ile bolca yağladım. Üzerinde tahin helvasını ezdim ve üzerine limon suyunu döktüm. Fırında 10-15 dakika 170 derecede üstü kızarıncaya kadar pişirdim.

Servisi kaşıkla yapılıyor, ve düzenli bir formda verilemiyor ama yiyen bayılıyor!
Afiyet olsun!

10 Nisan 2008 Perşembe

DAVET SOFRASI




Bilmemek değil öğrenmemek ayıp demiş büyüklerimiz..Ne güzel demişler.
Ben bazı şeyleri ayıplamamayı ve olduğu gibi kabul etmeyi öğrendim ama 30'lu yaşlarında meyve ikramını bile bilmeyen kızları kabullenemedim gitti. Meyveleri bir tasa koyup önüme getiren kadına ben ne diyeyim. Ne çatal, ne meyve tabağı var!!!!
Bence her bayanın bilmesi gereken şeyler bunlar. Hele de bir davet için masa düzeni çok önemli...
Bu ayki Instyle Dergisinde bu sayfaları(yukarıdakiler) görünce paylaşmak istedim.


Bu aşağıdaki fotoğraflar da benim davet soframdan bazı küçük detaylar. Sofrada yemeğin yanısıra başka iç açıcı dekoratif ögeler de olmalı, değil mi? Ben yüzen mumlar ve balık sofrası olduğu için balıklı mumluğumu tercih ediyorum.











BAHARATLI BALIK



En sonunda balık sofrasının ana yemeği olan balığa sıra geldi. Daha önce blogcuda da yayınladığım tarifi aynen aktarıyorum.
Balığı sofraya oturduktan ve mezelerin tadılmasından yaklaşık 15-20 dakika sonra ikram etmek yerinde olacağından fırın-pişirme saatinizi ona göre ayarlamanız yerinde olacaktır.
Balık ikram ederken servis tabaklarının yanına kılçıkların konması için ayrı küçük tabaklar getirilmesi uygundur.
FIRINDA BAHARATLI BALIK:
İstediğiniz miktarda levrek- enine dilimlenmiş
(kişi sayısından az yapabilirsiniz, zira mezelerle doyulduğundan balığa az yer kalıyor)
Fırın kabına bol zeytinyağı döküyoruz, 3-4 diş dövülmüş sarımsak, kimyon, acı toz biber, kekik, nane, tuz, karabiber ilave ediyoruz. Balıkları kabın içinde bu karışıma bulayıp kabın içinde 4-5 saat marinatlanması için dinlendiriyoruz. Üzerine defne yaprağı ve arpacık soğan ekliyoruz. Önceden ısıttığımız fırınımızda 250 derecede yaklaşık 50-60 dakika pişiriyoruz. Ara sıra kontrol edelim yakmayalım balıkları!

Bu balık zaten yağlı pişirilmekte ve servis edilmekte bile olsa soframızda eşit miktarda limon suyu ve zeytinyağı karışımı bir sos bulundurulabilir ve ayrıca limon da bulundurulur.
Afiyet olsun.




8 Nisan 2008 Salı

TARATOR



Kardeşimin ve benim en sevdiğimiz mezelerden biri olan Tarator soframızda çok sık yer alır. İşte bizim tarif:
TARATOR
1.5 su bardağı çekilmiş ceviz içi
1.5 su bardağı çekilmiş ekmek içi
4 yemek kaşığı domates salçası
5 yemek kaşığı ayçiçek yağı
2 silme çay kaşığı tuz
2 silme çay kaşığı kimyon
4 diş sarımsak rendesi
1 çay kaşığı acı toz biber

Tüm malzeme bir güzel karıştırılır. Servis tabağına alınır. İster yukarıdaki gibi haşlanmış yumurtadan çiçek yaparak ister yüz yaparak süslenir.
Not: Tarator malzemelerinin birbiri ile iyice özdeşleşmesi için ikramdan en az 6-8 saat ama en güzeli 1 gün önceden yapmaktır. Ertesi gün daha harika oluyor inanın.

7 Nisan 2008 Pazartesi

PATATES YUVASINDA HAYDARİ



Şu balık soframdaki mezeleri bitiremedim yazmayı..İşte bir tane daha..Sunumu ve birlikteliği tamamen kafadan uydurmam olan bu meze öyle güzel övgüler aldı ki...Tarifi alan kızlar yaptınız mı,huuuuu??

PATATES YUVASINDA HAYDARİ
Patatesleri haşladım, sıcakken ezici ile ezdim püre yaptım. İçine kaşar ve tuz ekledim. Elimle toplar yapıp içine baş parmağımla yuvarlak açtım.
Diğer tarafta süzme yoğurdun içine toz nane,tuz ve sarımsak rendesi ekleyerek haydari yaptım.
Haydariyi patates yuvalarına kaşıkla doldurdum. Haydarinin üstünü acı pul biber ve dereotu ile süsleyerek servis yaptım.

Afiyet olsun.

5 Nisan 2008 Cumartesi

DENİZ BÖRÜLCESİ




Hayatımdaki değişiklikler; bir telaş, bir koşuşturmaca getirdi ki sormayın. Bunlardan uzun uzun bahsetmek istiyorum ama önce şu balık soframdaki mezeleri kısaca bir anlatıp bitireyim istiyorum. Bu arada blogumu olduğu kadar sizleri de ihmal ediyorum. Ama benim adıma sevineceğinizi bildiğim gelişmeler eşliğinde gönüllerimiz bir olsun deyin. Ben öyle diyorum, hep aklımdasınız inanın.
Deniz börülcesi hakkında merak edenler için biraz detay vererek başlayayım:
Deniz kıyılarında suyun gel git yaptığı yerlerde sular çekildikten sonra yetişen bu bitki, tuzlu, ekşi ama çok lezzetlidir. Daha çok ilkbaharda tüketilir; çünkü sonbahara doğru deniz tuzunu iyice içine çeker. Haşlanarak salatası yapılır. İyotlu topraklarda yetiştiğinden iyot eksikliğine bağlı guatr hastalığına iyi gelir. İdrar artırıcı ve kuvvet vericidir.



DENİZ BÖRÜLCESİ-domates soslu
Deniz börülcelerini köklerini fazla kesmeden iyice yıkayın(sirkeli suda bekletin.) Kaynayan suya atıp maksimum 10-15 dakika haşlayın. Deniz börülcesi kendinden tuzlu olduğu için suya ayrıca tuz ilave etmeniz gerekmez. Kevgire alıp soğutun. Gelelim önemli ipucuna. Köklerini kesmememizin sebebi ayıklamada kolaylık sağlamak.
Ayıklamak için bir dalı sağ elinize alın, her sapın üzerindeki etli kısmı sol elinizle teker teker aşağı çekip liflerinden ayırın.İçinden çıkan lifleri(kılçıkları) atın.
Bir kaba koyduğunuz deniz börülcelerinin tamamını ayıkladığınızda üzerine zeytinyağı ve limon gezdirin.
Diğer tarafta rendelediğiniz domatesleri tavada suyunu çekip rengi solana kadar kavurun. İçine sarımsak rendesi ve az zeytinyağı, 1 çay kaşığından biraz az toz şeker ekleyin. Bu domates sosunu deniz börülcesinin üzerine döküp servis yapın.
Soğuk da yenilebilmektedir.
Afiyet olsun.




FAVA SADE YA DA NANELİ

















FAVA
Favayı genelde göz kararı ölçüler ile yapıyorum.
250g kuru iç baklayı bir güzel yıkadım. Bir tencereye koydum, tencereniz ne kadar derin olursa o kadar iyi, zira kaynarken sıçrıyor. Üzerini bayağı geçecek(en az 3-4 parmak geçecek kadar, sanırım 1-1,5 litre arası)kadar su ilave ettim. Yarım çay bardağı kadar zeytinyağı ekledim. Dörde böldüğüm 2 orta boy kuru soğanı, biraz tuz ekleyip, suyunu çekinceye kadar pişirdim. Değişiklik olsun diye isterseniz favanız pişerken içine 1-2 tatlı kaşığı kadar kuru nane de ekleyebilirsiniz. Sonra blendarla ezdim. Favamız hazır.

Yukarıda değişik zamanlarda yaptığım 3 fava fotoğrafını görüyorsunuz. İlk ikisi kuru naneli, diğeri sade.


Siz de şekilli yapmak isterseniz; uygun gördüğünüz kapları sudan geçirip ıslatın. Favayı sıcakken kaplara koyun. Oda sıcaklığında soğuduktan sonra buzdolabında da durup iyice soğumalarını bekleyin. Sonra favalı kapların altını sıcak su buharında tutup kapları ağızlarının üstüne servis tabağını getirip beraberce yavaşca ters çevirip servis tabağına çıkarın. Dilediğiniz gibi süsleyin.
Birine de yumurtadan çiçek yapmıştım. Yumurtadan çiçek için yumurtayı haşlayın, kabuklarını soyduktan sonra beyazını eninden ortadan ikiye sarısına zarar vermeden kesin. Sarısını ortadan ikiye bölün ve mezenizin üzerine koyun. Beyazlarını yapraklar için kesin, ben bunu bir aletim var onunla yapıyorum. Maydonozdan sap ve yapraklarını yapın. Bir de her meze yaptığımda az ölçü tarator yapıp bunu da süs olarak kullanıyorum, tarator ile kızım uğur böceği yaptı:))))


Şık bir sunum, leziz bir ikram...


Afiyet olsun.

2 Nisan 2008 Çarşamba

ÇÖP ŞİŞTE KANEPE



Benim parti menümün vazgeçilmezlerinden çöpşiş kanepelerimi bu sefer akşam yemeği için başlangıç olarak hazırladım. Menü kalabalık olduğundan her kişiye bir adet hazırladım. Ama siz kanape gibi ikram edeceksiniz kişi başı 2-3 adet planlayabilirsiniz.
ÇÖPŞİŞTE KANEPE
Çöp şişlere dilediğiniz aperatiflikleri sıralayın. Ben tam buğday ekmeği, marul, cherry(kiraz) domates, baby corn(bebek mısır), dana jambon ve yeşil zeytin kullandım.

İştah açıcı, hafif doyurucu ve görüntüsü değişik ve güzel bu kanepelere sizinkiler de bayılacak:)

Bu arada bu yeşil zeytinleri ben yeni keşfettim. İzmir Bostanlı Pazarından aldığım bu ançuezli zeytinlerin kimi biberli, kimi de limon ve portakal kabuklu! Evet, biraz ekşi olsa da ben sevdim bu zeytinleri.